Yanlış olduğu oranda yaygın inanışlar nasıl gelişir? Yanlış oldukları apaçık değilse, belki? Doğru oldukları sanıldığından mı? Yanlış ama çekici inançlarımız olabilir mi? Gerçek, sandığımız kadar cazip değil mi yoksa?
İnsan, kendini, herkesten iyi bilir!
Ne dehşet verici bir yanlış. Nasıl da çürük kabüllere yaslanıp, gülünç bir böbürlenişle dikilmiş, heybetli bir ucubeyi andırıyor. "Ben" ile "ben olmayanı" açık seçik ayırabilir olma yanılgısının hemen herkeste yerleşik, tipik ve yaygın bir örneği. Akışkan ve bulaşık bir "ben" fikrine tahammül edemeyişin hazin sonucu...
Oysa, ne sık deneyimlenir: Bir çift insanın birbirine yakın yaşayagelişleri giderek her birinin kendisine ilişkin bilgisinden daha fazla ve daha doğru bilgi içerir. Beni, ben ve öteki sandığım sözde farklı iki oluşun birleşik toplamı benden daha iyi bilir. Ne öteki beni, ne de ben ötekini, biz her bir "ben"i diğerinin salt çabasından daha iyi deneyimleriz.
Ortak bir hamur olmaya direnişimiz "ben" fikrinin sahte efendiliğine bel bağlamaktan gelir.
Modernleşmek bu kadar çok sahte efendi yarattı da n'oldu? Ayrı ayrı, kendi kendimizin cahili olmaktayız. İki cahilin "bir"leşmesinden doğan sahicilik o romantik türümünü ne zaman yitirdi?
Bana sürekli sözde sınırlarımı anımsatan derimden giderek daha fazla ürküntü duyuyorum!
[10.02.2009]
Comentários