top of page
Ara
  • Balanuye

"Hayırlılık" kavramı üzerine çeşitlemeler

İyi bir yaşamın ne olduğu sorusu felsefenin eski açmazlarından biridir. Sorun şu soruda iyiden iyiye açığa çıkar: "İyi biri olmak" ile "iyi yaşamak" arasında nasıl bir ilişki vardır?


Hiçbir ilişki olmadığını, ilk sorunun boşa kafa yormak olduğunu düşünüyorsanız Nietzsche'ye flört teklif ediyorsunuz denebilir. İlk sorunun haklı bir soruşturma, ikincinin ise en hafifinden küstahlık olduğunu ileri sürerseniz bu kez de İsa'ya görücü gitmek niyetinde olduğunuz söylenecektir. Bu iki şey aynı gerçeğin farklı ifade edilişi der ve iyi birinin zorunlu olarak iyi bir yaşam süreceğini söylerseniz bu kez de Aristoteles'e yakınlığınız dedikodulara yol açacaktır.


Seçeneklerden birini seçebilirsiniz; ancak soruya ilgisiz kalmayı başaramazsınız.


Soruya yanıt arayanlar arasında tüm "iyi"lerin kapsamlı bir listesini oluşturup, "bir kişi bu listeden ne kadar nasiplenirse o ölçüde kendisi için iyi olana kavuşur" diyenler olmuştur. Bu yolda dirsek çürütenler sağlık, refah ya da sevilmeyi listelerinde ilk sıralara yerleştirmektedir. Ne var ki listedekilerin tümünü yaşamında belgelemiş kimi insanların kendileri için iyi olanın tümüyle ve yalnızca bunlar olamayacağını söylediğine tanık oluruz. Dahası bu listenin ne kadar uzun olursa olsun herkes için geçerli nesnel bir tanıma dönüşmeyeceği ileri sürülecektir.


Benzer biçimde, bireyin kendini mutlu saymasını ölçüt gösterenler (relativists), topluma yararlığı temel alanlar (communitarians), faydacılar (utilitarians), ödevciler (Kantians), sezgiciler ya da mistikler... İyi hayat, kapsamı tüm bu tarifleri aşan bir temsiliyet sorunu olarak kalacaktır.


Yerel dilimizin önemsenmesi gereken bir olanağı olarak "hayırlılık" kavramının sorunumuz açısından yol gösterici olduğunu düşünüyorum. Biri için "hayırlı bir yaşam" dilediğimizde, dileğimizin içeriğini tam bir açık-seçiklikle dillendiremiyor olsak da, o kişiyi işaret alan dileğimizle aslında o kişi, diğerleri, diğer canlı ve cansızlar, giderek tüm kozmos için iyi olacak bir çözüm istemiş oluruz. Bu isteğin kapsamı, tıpkı "kişi için iyi olanın" kapsamı gibi geniş, belirsiz ve temkinli, ama onun kadar da rasyoneldir. Öyle ya, biri için hayırlı olanı dilemek yerine sağlıklı, zengin, ya da mutlu bir hayat dilemek çevre açısında riskli davranmak olabilir (sağlıklı, zengin ve mutlu bir terörist düşününüz). Çevreye duyarlılık, anlayış ve yardımseverliği vurgulayan bir dilek de içimizi rahatlatmayacaktır; hepimiz içten olabildiğimiz ölçüde mahrem hazların herkesin hakkı olduğunu kabul etmeli, zaman zaman ölçüsüz bir bencilliğin, vurdumduymazlık ya da sorumsuzluğun yaşama sevincini artıran oyunlar olduğunu itirafta çekingen davranmamalıyız. İsayı sevmek ve onu izlemek ile İsa olmayı içtenlikle istemek aynı şey değildir!


"Senin için hayırlı olanı istiyorum!" dediğimizde, neden olduğunu bilmesek de içimizde bir rahatlama olacaktır. Nedenini bilmesek de bizi rahatlatan bu kavramı politik bir kafa karışıklığına alet etmemek, sizce de herkes için "hayırlı" olmayacak mı?


(24.08.2006, Per)

32 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Bir beden nelere muktedir?

Uygarlığımız, "ben", "sen" ya da "o" diyerek işaret ettiğimiz varlıklara kısaca "bedenler" deme olanağını çoktandır elimizden almış görünüyor. Birine "beden" demek, onu bedenden ibaret saymakla eşanla

Saçılmak: Bir ozan bilgeliği

O türkünün nakaratı şöyledir: Sen kalem ol ben kağıt, Yaz beni yarim yarim, Çiz beni yarim yarim, Çöz beni yarim yarim İnsanın "ben" oluşu trajedinin de başlangıcıdır. Bir bütünlük olarak kendini duym

İki kişinin bildiği

Yanlış olduğu oranda yaygın inanışlar nasıl gelişir? Yanlış oldukları apaçık değilse, belki? Doğru oldukları sanıldığından mı? Yanlış ama çekici inançlarımız olabilir mi? Gerçek, sandığımız kadar cazi

bottom of page