Bir tür kurt adam olduğumu fark ettiğimde, önce ne tür bir varlık olduğumu anlamaya çalıştım. Bilindik öyküden farklıydı: Ne zaman kurda dönüşeceğimi anlamak olanaksızdı; dolunay ya da benzeri herhangi bir işaret bulamıyordum. Bazen kurda dönüşüyor ve bir kurt ne yaparsa onu yapıyor, bunun ne zaman olacağını bilemiyordum. Kurda dönüşmeden önce neysem ona geri dönüşüm için de ne bir süre, ne de bir koşul öngörebiliyordum.
Kurt iken neyi neden yaptığıma kafa yormak gereksizdi: Bir kurt seçmez, yapar. Gerçi, kurt değilken, diyelim insanken de özgür irade denilen safsatadan -lafı edilmeye değmez- çok az şeyi seçebilmeyi anlıyordum. Bu anlamda varlıklar arasında hiçbirinin ayrıcalıklı olduğunu düşünmediğim açıktı.
Seçmiyor, yalnızca yapıyor olsam da kurda dönüşmediğim zamanlarda ne yapmaya belirlenmiş olduğumu anlamaya çalışıyordum elbette. Çünkü kurda dönüşüp kurtta kaldığım zamanlarda, bu dönüşümden evvelki ya da geriye dönüşten sonraki insan-belleğimde anısı olan hiçbir şeye özel bir korumacılık sergilemediğimi biliyordum. Kurt olunca annemi bile yiyebilirdim. Üstelik sorun tam da buydu: Kurt, apaçık, en kolay ava yöneliyordu. Öte yandan, insana dönüştüğüm her zaman, vahşi bir kurdun belleğimin en değerli anılarını, sevdiklerimi, ailemi ya da biricik aşkımı parçaladığını görmek kaçınılmazdı; bugün değilse bile yarın. Acı çekiyordum...
Böylece nerede yaşamanın en uygun olacağı sorusu benim için bir açmaza dönüştü. Özgür irademle karar verip, sanki bu karar insan-ben ve kurt-ben için en avantajlı yöneliş olmak zorunda değilmiş gibi, belirlenimle bir çeşit barış imzalayıp, zaten yapmaktan başka çarem olmayan bir dizi davranışa yöneldim. [Özgür iradenin olanaklı olduğunu düşünenler, hayat boyu yetecek besin kapsüllerini de alarak ıssız bir buzul adasında kendime bir barınak yapmamı önerebilirler. Böylece, insan-benin kapsüllerle beslenip hayatta kalacağını, kurtlaşan-benin ise zarar verecek kimse bulamayacağını düşünebilirler. Bu çözümün unuttuğu şudur: Kurtlar kapsül yemezler. Kurt-beni ölüme mahkum etmek insan-benin de sonu olacaktır.]
İnsan-ben olarak en sevdiğimden en uzakta, kurt-ben olaraksa hayatta kalmaya yeter bir besin rezervinin yakınında yaşamalıydım. Böylece insan-ben gelip geçici yakınlıklarla yetinip, yanımda-yöremde vazgeçilmez anılar kurmaktan kaçınacak, kurt-benin hayatta kalmasına yetecek kadar taze bedene yakın olacaktım. [Belki kendimi feda edip bu açmazı hemen sonlandırabilirdim; ama seçim olanaklı olmadığına göre bu gerçekleşir ya da gerçekleşmez. Ben ne yapabilirim?]
Ne dersininiz, bir gün aileme kavuşabilecek miyim? Ya da bir gün benim de bir ailem olacak mı?
Comments